Ailesi uzun yıllardır çiftçilik yapıyordu. O da işletme eğitimi aldıktan aynı alanda çalışmaya devam etti. Ancak 13 yıllık çalışmadan sonra ürün çeşitleri konusunda sorun yaşamaya başladı. Sektörde yönünü 360 derece değiştirerek, farklı bir alana, topraksız tarıma adım attı.
Tevfik Şekerci’nin bundan 2 yıl önce ailesi ile birlikte kurduğu Şekerci Tarım, bugün 24.000 metrekare alanda domates üretiyor. Firmanın hedefi ise üretim alanını büyüterek domates ihracatına başlamak… Süs bitkisi, meyve, bağ ve sebze gibi bitkilerin, besinle zenginleştirilmiş, akan su yataklarında veya katı ortamlarda yetiştirilme işlemine ‘topraksız tarım’ deniliyor. Kullanılan kimi ilaçlar ve virüsler nedeniyle zaman zaman risk taşıyan topraklı tarıma alternatif olarak geliştirilen bir yöntem. Özellikle Avrupa’da, topraktan gelen hastalıkların tespitini yapamayan, yanlış ilaç kullanarak insana ve çevreye zarar veren bilinçsiz tarım üretimi ve üreticileri karşısında güvenilir ve sağlıklı bir yol olarak tercih ediliyor.
Bunun yanında topraksız tarımda geleneksel seracılık yöntemine oranla 3 kat daha fazla ürün elde ediliyor. Bugün
Hollanda,
İngiltere,
Japonya,
Kanada ve
Yeni Zelanda gibi birçok ülkedeki sera üretiminde yüzde 90’lara varan oranlarda topraksız yetiştiricilik tercih ediliyor. Sektör, özellikle AB standartlarına uygun üretime imkan vermesi nedeniyle geçtiğimiz 2 yılda Türkiye’de de önemli bir yol aldı. Sektör temsilcileri, topraksız tarımın önümüzdeki döneme damgasını vuracağı konusunda iddialı.
İşte
Tevfik Şekerci bu fırsatı ve henüz çok fazla oyuncunun olmadığı pazarı, bir anlamda Türkiye’deki öncülerden biri olarak gördü, yatırım yaptı ve fark yarattı. Kuruluş aşamasında 5.000 metrekarelik bir alanda ilk deneme serasını yapan Şekerci, bu işten olumlu sonuçlar almaya başlayınca işi ilerletti ve bilgisayar kontrollü tam otomatik sera ve saksıda domates üretimine başladı. Şekerci, bu yetiştirme sisteminin ana maddesi olan tüf veya benzeri süngerimsi kayayı Isparta'dan getiriyor. Bu maddeye dikilen bitkiler ise gerekli beslenme araçlarını ve ilaçları sudan alıyor.
İstanbul pazarında 5 dükkanla çalışan ve haftada 2 sevkıyat yapan Şekerci üretimin süreçlerinin de bizzat içinde. Gündüzleri hasata, geceleri de paketlemeye katılıyor. Bazen hallerde geç saatlere kadar çalışıyor. Geri kalan zamanını ise Antalya Finike’deki yerel tüccarlara hizmet vermek için kullanan Şekerci’nin firmasında bugün yaklaşık 30 çalışan mevcut. Şekerci’nin çalışma sisteminde ise bu alanda faaliyet gösteren büyük firmaların yaptıkları yatırımları izlemek, ne tür değişimler yaptıklarını takip etmek, hangi teknolojilere yöneldiklerini izlemek vb. önemli bir yere sahip. Tüm gördüklerinin ne kadarlık bölümünü, kendi tesislerinde nasıl daha düşük maliyetle hayata geçirebileceğinin araştırmasını ve hesaplarını yapıyor. Bu işin çok gezip görmekle yürümeyeceğini, hatalar yaparak da olsa uygulamaya geçilerek ilerleme kaydedileceğini söyleyen Şekerci, aynı zamanda yatırım ve üretimle ilgili bir danışmanla çalışmaya başlamış. “Bizde bir laf vardır; ilk yaptırdığın evi sat ikincisinde otur derler’ diyen Şekerci çalışma sistemini bu sözlerle örneklendiriyor.
Topraksız tarımın püf noktalarına gelince… Şekerci’ye göre 1. kural, günü kurtarma mantığı ile çalışmamak! Müşteri ilişkilerinde sürekliliği korumak ve güven altyapısına dayanan bir sistem kurmak için kaliteyi yakalamak gerekiyor.Hangi üretici yaptığı ürünü kalitesiz bulur? Şekerci, ‘Bu yılki üretimimizin kalitesi yeterli değil’ diyerek gelen talepleri reddedebilecek kadar gerçekçi… Bu yaklaşımında ise biraz önce sözünü ettiğimiz, ‘Günü kurtarma’ mantığına karşı olması yatıyor çünkü bugün kadar geleceğe de bakıyor. “Ürettiğim üründen öncelikle ben memnun olacağım ki benden mal alan ihracatçı da memnun olsun. İhracatçı memnun olacak ki arkasını arasın, yeniden beni tercih etsin. Kısacası devamlılığı sağlamak için de hem ihracatçının ne istediğini çok iyi bilmek, hem de üretimde kaliteyi yakalamam gerekiyor” şeklinde konuşan Şekerci, yatırım yaptıktan sonra sistemin oturması için en az 2 yıl geçmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
Topraksız tarım alanında iş yapmak isteyenlere verdiği en önemli ipucu ise, geleneksel hale gelmiş tarım yöntemlerini bir kenara bırakıp Avrupa ile rekabet edebilecek bir sistemle çalışmak.Kaynak: KobiFinans Dergisi 7. Sayı