Reklamcılık sektörünün önde gelen isimlerinden David Ogilvy, 1999 yılında 88 yılında yaşama veda ettiğinde ardında sadece yönetim prensiplerini değil, onları uygularken hayata geçirmiş olduğu tarzını da bıraktı. Her iş alanında uygulanabilecek olan liderlik prensiplerinin yer aldığı "Ogilvy On Advertising" isimli kitabı, üzerinden on yıldan fazla zaman geçmesine rağmen halen basılmaya devam ediyor. Kitapta yer alan "Bir reklam ajansı nasıl yönetilir" bölümünde kendi yönetim tarzına ilişkin önemli ipuçları veriyor.
Ogilvy & Mather'da 1963-1989 yılları arasında doğrudan David Ogilvy ile çalışmış ve şirkette başkanlık görevi üstlenmiş olan Kenneth Roman, Strategy&Business'da yer alan yazısında "Konuşmalarında prensiplerinden bahseden Ogilvy, kelimelerin ötesine geçerek ilginç yöntemler bulurdu. Örneğin, bir yönetim kurulu toplantısında yöneticiler koltuklarında matruşka bebekler buldular. İçiçe geçmiş, her biri diğerinden küçük bebekleri açan yöneticiler en küçük bebeğin içinde aynı notu buldular. 'Eğer sizden daha küçük birisini işe alırsanız şirketimiz bodurlardan; sizden daha büyükleri işe alırsanız devlerden oluşur.' Kendimizden daha iyi olanları işe almamızı hatta eğer gerekiyorsa onlara kendi aldığımız ücretten daha fazlasını vermemizi söylüyordu" diyor.
Özellikle işe yerleştirme konusunda çok hassas olan Ogilvy, çok yaratıcı insanların iş aramak için etrafta dolanmayacaklarını ifade ediyor ve kitabında şunları söylüyor: "Bizler bu yetenekleri bulmak için eğitimli domuzların yer mantarlarını bulmak için toprağı eşeledikleri gibi piyasayı eşelemeyiz."
Ogilvy'e göre dünya genelinde büyüyen bir organizasyınu bir arada tutacak en önemli unsur, eğitimdi. Ogilvy, bu konuda eğitim hastanelerini metafor olarak kullanıyor ve kitabında düşüncesini şu sözlerle ifade ediyor: "Büyük hastaneler iki şey yaparlar. Hastalarına bakar ve genç doktorları yetiştirirler. Biz de müşterilerimize bakar ve genç reklamcıları yetiştiririz. Ogilvy & Mather, reklamcılık dünyasının eğitim hastanesidir. Ancak bu şekilde diğer ajansların saygısını kazanmak mümkün olabilir."
Kenneth Roman, Ogilvy'nin eğitimi, reklamların yaratılma süreci, insanlara davranış biçimleri ile ilgili inanışlarını insanlara telkin etme aracı olarak kullandığını düşünüyor. Şirkette her seviyeden ve her disiplinden çalışan için farklı eğitim programlarının söz konusu olduğunu söyleyen Roman "Ogilvy'nin hedefi işini daha profesyonel hale getirmek ve dayanıklı bir organizasyon oluşturmaktı" diyor. Ogilvy, her ne kadar kendisini kötü bir yönetici olarak tanımlayıp, ajansı yönetmesine yardım etmeleri için profesyonel tepe yöneticileri iş başına getirmiş olsa da kendisi motive edici liderlik özellikleri sergiliyordu. Ogilvy & Mather çalışanları için 1968 yılında kaleme aldığı yönetim prensipleri reklam ajanslarında uygulanan yöntemlerin ötesindeydi. Bu prensiplerde ofis içi politikaların ve yazışmaların azaltılmasının gerekliliğinden bahsediyor iş yerinde eğlencenin önemini vurguluyordu. "İnsanlar eğlenmedikleri zaman yeterince iyi iş ortaya koyamazlar. Etrafına mutsuzluk saçan çalışanlardan bir an önce kurtulun" diyerek bu görüşlerini açıklıyordu. Tepe yönetimdekilerin ise, özensiz planları ve yaratıcı çalışmalardaki vasatlıkları asla tolere etmemeleri gerektiğinin altını çiziyordu.
Dünya Gazetesi, Tuba İLZE GÖRMEZOĞLU / FARKLI BAK FARKLI GÖR