Bir arkadaşım yurt dışında bir fuara gidecekti. Bir gece önce kayınvalidesi aşırı bir şekilde rahatsızlanmış ve apar topar hastaneye, yoğun bakım servisine yatırmışlardı. Eşine destek olmak amacıyla hastanede kalan arkadaşım, ertesi gün yurt dışındaki fuara gidememişti tabii ki... Gitseydi, bayağı önemli iş bağlantıları yapacaktı. Ama kendini üzmemeye çalıştı.”Vardır bunda da bir hayır!” , diyerek eşiyle ve kayınvalidesiyle ilgilendi.
Aradan birkaç gün sonra, il dışından bir telefon geldi. Daha evvel tanıştığı bir işletmenin yöneticisinden müthiş kârlı bir iş teklifi gelmişti. Bu teklifi değerlendiren arkadaşım, kısa sürede çok kârlı yatırımlar yaptı. İl dışı ve yurt dışı bağlantıları gelişti.
Size bir hikâye daha anlatmak isterim:
Zamanın birinde bir kral varmış. Bu kral, çocukluk arkadaşını her gittiği yere ***ürür, onunla dertleşir, ona danışırmış. Kralın arkadaşının bir özelliği varmış: Olumlu ya da olumsuz her olayın ardından:” Vardır bunda da bir hayır !” dermiş.
Bir gün birlikte ava gitmişler. Kralın arkadaşı bir yanlışlık yapıp, kralı başparmağından vurmuş ve kopmasına sebep olmuş. Kral acılar içinde kıvranırken, arkadaşı:” Vardır bunda da bir hayır!” diye söyleniyormuş. Kral, acı içerisinde öfkelenerek bağırmış : “Ne yaptın? Bak, başparmağım koptu! Bir de utanmadan, bunda bir hayır olduğunu söyleyip duruyorsun. Seni zindana attıracağım!” , demiş ve hemen askerler kralın arkadaşını zindana ***ürerek hapsetmişler.
Aradan bir süre sonra kralın yarası, başparmağını kaybetmiş olarak geçmiş. Bir gün yine ava çıkmak istemiş ve askerleriyle birlikte çok uzaklara gitmiş. Gittiği yerde de insan yiyen bir kabileye yakalanmış. Kabilenin adamları kralı ve yanındakileri birer direğe bağlamışlar ve önlerine, onları pişirmek üzere ateş yakmak için bir yığın odun koymuşlar. Bu arada bir tanesi, kralın başparmağının olmadığını fark etmiş. Kabile geleneklerine göre herhangi bir uzvu eksik olan birini yemek uğursuzluk getirirmiş. Hemen kralı çözüp, serbest bırakmışlar. Ama askerleri bırakmamışlar.
Başparmağının eksikliği nedeniyle kurtulduğunu anlayan kral, hemen zindandaki arkadaşını hatırlamış ve onun yanına gitmiş. “Bak, parmağımı vurdun diye seni zindana attım ama başparmağım olmadığı için insan yiyen kabilenin elinden kurtuldum. Seni zindana attığım için üzgünüm, affet beni!” , demiş. Arkadaşı ise gayet sakin ve mutlu bir şekilde :” Zindana atılmamda da vardır bir hayır!” diye cevap vermiş. Kral hayretle :” Yahu zindana atılmanın neresi hayırlı ola be adam?” diye bağırmış. Arkadaşının cevabı ise şöyle olmuş : “Pek muhterem kralım! Parmağını vurmasaydım bana kızmayacaktın ve zindana atmayacaktın. Av için gittiğin o yere beni de ***ürecektin. Başparmağın eksik olmadığı için yamyamlar seni de yiyecekti ve tabii ki beni de...”
Kaynak: Hayatın Sürprizlerine Karşı B Planı,Selçuk Alkan,Ödül yayınları