Liderler Önce Kendi Değerlerini Oturtmalı”
Suzy WELSH
Yazar
Kriz döneminde liderlerin en çok zorlandığı konu karar vermek. Efsanevi lider Jack Welch'in eşi ve yazar Suzy Welch, yeni kitabı ile bu konuda liderlere yol gösteriyor. Welch'e göre kişiler kararlarında, 10 dakika, 10 ay ve 10 yıllık sonuçları düşünüp, ona göre karar vermeli. Aslında Welch basit anlamda kısa, orta ve uzun vadede düşünmenin önemine değiniyor. Burada önemli olan nokta ise, alınan kararların her birinin, zaman dilimlerine göre farklı sonuçları olduğunu ve bu sonuçları düşünüp dengelemenin gerekliliğini anlamak.
10-10-10 metodolojisinin temelinde tam olarak ne yatıyor?
10-10-10 temel olarak, insanların verdikleri kararlar üzerinde çok fazla düşünmelerini sağlıyor. Bu düşünce yapısı sayesinde, alacağınız kararları önceden tartmanız mümkün hale geliyor. Bu tartma işini yaparken de, genel olarak kendi değerlerinize sığınıyorsunuz. Burada anahtar kural şu: Bir konuda kafanız karıştığında, vereceğiniz kararın sizi 10 dakika, 10 ay ve 10 yıl sonra nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz. Yani kararlarınızı kısa dönem, orta dönem ve uzun dönem sonuçlarını düşünerek veriyorsunuz.
Bu yöntem sizin hayatınıza nasıl girdi? Böyle bir metodolojiyi ortaya atmak nereden aklınıza geldi?
Bundan 13 yıl önce, Hawaii'ye bir iş gezisi için davet edilmiştim. O sırada 7 yaşın altında 4 çocuğa sahip, çalışan bir anneydim. Hawaii'de yaklaşık 1.500 kişilik bir yönetim takımına bir konuşma yapmamı istediler. Bu iş gezisi tam anlamıyla bir felakete dönüştü diyebilirim. Ben konuşmamı yaparken, çocuklarım konuşma yaptığım salona girdiler. O iş gezisi sırasında anladım ki, bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Değişecek olan şey ise, benim karar verme sürecimdi. Tabii başlarda bu yalnızca bir düşünceden ibaretti. Daha sonra bu düşünce sistemi tam anlamıyla hayatımı değiştirdi. En önemlisi, hayatımı verimli bir şekilde yönetmem için bana yardımcı oldu.
Tam olarak nasıl bir denge oturttunuz, nasıl uyguladınız?
İlk olarak kararlarımı suçluluk duyguma ya da içgüdülerime göre vermekten vazgeçtim. Bugün insanların bence en büyük sorunu bu. Kararlarımızı verirken ya içgüdülerimizi dinliyoruz, ya da suçluluk bizi yönlendiriyor. Nasıl yaşadığıma dair kimseden özür dilememe kararı aldım. Aldığım kararların arkasında durdum, bunun için ise kararlarımı oldukça iyi tarttım. En önemlisi, kararlarımı kendi değerlerime göre vermeye başladım.
Bu düşünce sistemini uygulayan iş adamları var mı?
Ben genellikle KOBİ’lerin başındaki pek çok girişimcinin, bu tür bir metodolojiyi uyguladığına tanık oldum. Çok iyi bilinen bir CEO ya da lider ismi vermem çok zor. Yine de şunu açıklıkla söyleyebilirim ki, her akıllıca kararın arkasında, mutlaka bir karar verme yöntemi vardır. Gördüğüm şu ki, iyi liderler içgüdüleriyle aldıkları kararları gözden geçiriyor, ancak kararlarını analitik bir sistemle veriyor.
Siz kişilerin kendi değerlerini kendilerinin bulmasından yanasınız. Bu durum, takım oyununun önemli olduğu günümüz iş dünyasına nasıl yansıyor?
Tabii bu söylediğiniz her lidere göre değişir ancak bence liderlerin ilk önce kendi değerlerini oturtmaları gerekli. Daha sonra bu değerler konusunda şeffaf olup, kendi takımlarının da aynı noktada olmasını sağlayabilirler.
İş adamları stratejik kararlar alırken, sizin bu metodunuzu tam olarak nasıl uygulayabilir?
Aslında bu, başarılı CEO’ların uzun yıllardır uyguladığı bir yöntem. Ben de bir takımın lideriyken kararlarımı kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlara göre tahlil etmeye çalışıyordum. Bu tür bir düşünce sisteminde dengeyi kurup başarılı olmanız mümkün. Ancak benim insanlara önerim, bunu daha analitik bir şekilde yapmaya başlamaları.
Makro anlamda baktığınızda, karar alıcıların sizin düşünce sisteminizden öğrenecekleri var mı?
Makro anlamda, bütçe açığı ve ekonomik politikalarla ilgili 10-10-10 yönteminin uygulanmasını isterdim. İş dünyasında bir taraf yalnızca önümüzdeki 10 dakikaya odaklı durumda, öbür taraf ise önümüzdeki 10 yıla bakıyor. İki tarafın da bir araya gelerek, birlikte karar vermesi gerekli.
www.capital.com.tr