Motivasyonun, ülkemiz koşullarında akla ilk getirdiği kavram para olmasına karşın, yapılan araştırmalar göstermektedir ki, paranın motivasyona katkısı çok da
yüksek değildir. Fakat motivasyonun düşmesine neden olan temel gereksinimlerden olduğu inkar edilemez. O halde diyebiliriz ki motivasyon paradan daha fazlasıdır. Peki motivasyon nedir? Ne işe yarar ve özellikle bireysel motivasyon kavramı bize neyi çağrıştırmalıdır?
Bugüne kadar Maslow'u, Herzberg'i ve diğerlerini oku****, onayla**** ya da ret ederek öğrendik motivasyon ile ilgili her şeyi. Bugün geldiğimiz noktada bizler, onların bize ne dediğini bir yana bırakıp, neler yapabileceğimizin farkına varmalıyız. Bir kulağımızı yine onların doğrularına açık tutalım fakat diğer kulağımız ile kendimizi dinleyelim. Motive olmak yada etmek için kendimize odaklanalım. Bazı şirketlerin gazete ilanlarına baktığımızda, kendi kendini motive edebilen bireylerden söz edilmekte. Buradan şunu görebiliyoruz ki, artık şirketler personelinin motivasyonu, demotivasyonu, saplantıları vb. ile uğraşmak istemiyorlar. Çalışanlarından verimli olmalarını ve bunu kendilerinin başarmalarını bekliyorlar. Bu beklentinin akla getirdiği bir kavram olarak duygusal zeka karşımıza çıkıyor. Sözünü etmekte olduğumuz bireysel motivasyon kavramını, duygusal zeka' dan ayırmak mümkün değildir. Çünkü, ancak duygusal zekaya sahip bireylerin, dışsal bir etken olmaksızın kendi iç yeteneklerini ortaya çıkarmaları beklenebilir ve bireysel motivasyon içsel harekete geçiştir.
Sıkça duyulan diğer bir kavram olarak empati'yle sıkça karşılaşmaktayız. Bireyin kendisini karşısının yerine ko****, onun gözüyle dünyaya bakması olarak tanımlanabilecek empatinin yerini, bence artık *özüne empati kavramı almalıdır. Günümüz insanının en çok sıkıntı çektiği konuların başında, kendisini tanımaması ve dış çevreye karşı bir duruş ortaya koyamamasıdır. Duygusal zekası yüksek olmayan ve kendini (özünü) tanımayan bireylerin empati kuramayacağı gerçeğinden yola çıkıldığında, özüne empati'nin önemi daha çok ortaya çıkacaktır. Kendisiyle empati kuramayan bireyler için, bireysel motivasyon'un sağlanmasından söz edilemez. Buraya kadar sıraladığımız nedenlerden dolayı, birey kendindeki gücü yine kendi içinde aramalıdır. Kendi gücünün farkında olmayanlar, ya başkaları tarafında çekilmek / itilmek durumunda kalacaklar yada olağanüstü güçlerin bir işaret vermesini bekleyeceklerdir. Halbuki, bireysel motivasyonu ve duygusal zekası yüksek, özüne empati kurabilen bireyler, umutsuzluğa düştüklerinde, bir noktada tıkandıklarında, engele değil, çözüme odaklanarak bunu aşabilecek gücü hissederek, başkalarından bir şeyler beklemek yerine harekete geçerler. Zaten tüm engeller bu kişiler için, daha iyiye ulaşma kapısıdır. Bireysel motivasyon'a sahip olmak zor mu? Sadece olaylara sürekli olumsuz bakan, negatif düşünen kişiler için evet, diğerleri için ise asla. Olumlu bakmayı öğrenmek ile başlayacak her şey ve unutmayacağız ki geçmişimiz geleceğimiz değildir ve bugün geriye kalan hayatımızın ilk günüdür. Neden motivasyonumuz yüksek olsun isteriz, çünkü hepimiz başarıya ulaşmak arzusunu yüreğimizde taşırız.
O halde kendimizdeki gücü bilelim, başarabileceğimize inanalım ve odaklanalım. Eğer, baştan başaramayacağımıza inanırsak, gelecek zamanda haklı olduğumuzu göreceğiz. Başaramayacağıma inanarak, haklı çıkacağıma, başaracağıma inanarak, haksız çıkmayı yeğlerim