Koniks.com - İş Fikirleri Düşünce Havuzu

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol
 Ana Sayfa
 Forumlar
 Yönetim Ve Liderlik
 Her Yönüyle Liderlik
 İş Dünyamızın Kuşakları
Not: Yorum gönderebilmek için kayıt olmalısınız.
Kayıt olmak için, buraya tıklayınız. Kayıt ücretsizdir!
 Yorum gönder
Kullanıcı adı:
Şifre:
Biçim:KalınİtalikAltı çiziliÜstü çizili Sola hizalaOrtalaSağa hizala Düz çizgiResim hizalaAlıntı ekleListe ekle
Mesaj İkonları:              
             
 


 
   

YORUM YAZILAN YAZI
umut sengul 25/08/2009 : 14:54:34
İş Dünyamızın Kuşakları
Can KIRAÇ
Koç Holding Eski Yönetim Kurulu Başkan Vekili

Cumhuriyet döneminde, kendi iradesiyle ve olanaklarıyla girişimci olan herkes 1’inci kuşaktır. 2’nci kuşak, 1’inci kuşağın çocuklarından oluşmaktadır. Bunlar, aile olarak sermaye kontrolünü ellerinde bulundurdukları için babalarının şirketlerinde patronluğa soyunmuş olanlardır. Rahmi Koç, Bülent Eczacıbaşı, Ferit Şahenk ve bu tarife uyan diğerleri gibi. Başka bir ifadeyle, bunların girişimciliği ve patronluğu miras yoluyla elde edilmiştir. 3’üncü kuşak ise, yine sermaye hakimiyeti ailenin elinde bulunduğu için, miras yoluyla patronluğa yönelen torunlar gurubudur.

1’inci kuşak patronlar, iş hayatında eğitimin önemini yaşa**** öğrendikleri için, çocuklarını, Avrupa ve Amerika’da yetiştirmeye özen göstermişlerdir. Bu yönüyle, 2’nci ve 3’üncü kuşak patronlar, çağdaş yönetim kurallarını ve mesleki bilgileri öğrendikleri için profesyonel kadrolarla uyum içinde çalışmaktadırlar.
Bugün, Türk ekonomisinin belkemiğini oluşturan sinai, ticari şirketlerin ve holdinglerin tamamı “Aile Şirketi” olma özelliklerini korumaktadırlar. Girişimci patronların 2’nci kuşağı ve kademe kademe 3’üncü kuşak işbaşına geldiği ve sermaye piyasası yaygınlaşmaya başladığı halde, sermaye hakimiyeti ailelerin kontrolünde kaldığından, yabancı ortaklı şirketler dışında, gerçek anlamda “kurumlaşma”ya ulaşılamamaktadır.

Bununla beraber, profesyonelleşme ve yönetim politikalarının belirlenmesi konularında önemli adımlar atılmaktadır. Nitekim, profesyonel yönetici olarak tanımlanan, sayıları ve etkinlikleri giderek artan “Profesyoneller Kuşağı”, bugün, özel sektör şirketlerinde görevler ve sorumluluklar üstlenmektedir.

Bizde, şirketlerin ailelerden soyutlanarak “kurumlaşmaları” daha zaman alacaktır. Bu aşamanın gerçekleşmesi için, “Torunlar Kuşağı”nın devreye girmesi gerekecektir.

Bu durumu, Türk özel sektörünün gerçekleştireceği atılımlar bakımından olumlu bulduğumu belirtmek isterim. Çünkü bu aşamada, yeni girişimlerde atılganlığı ve riske girme cesaretinin kullanılmasını, ekonomimizin gelişmesi ve güçlenmesi için gerekli buluyorum. Zira akıllı bir patronun, çalışanların iş yapma heyecanlarını ve rekabetle yarışma dürtüsünü teşvik ettiğine inanıyorum. Verimi arttırıcı kararların alınmasında ve uygulamaya konmasında, patronların, profesyonellerden daha rasyonel davrandıklarını seziyorum. Son yıllarda, Anadolu’nun değişik yerlerinde ortaya çıkan aile şirketlerinin ekonomi içinde sağladıkları başarıların bu görüşümü doğruladığını görüyorum.

Ancak, aile bireyleri arasında, işlerle ilgili olarak, “Görev, Yetki ve Sorumluluk” ilişkileri ayrıntılı bir şekilde kurallara bağlanmadığı hallerde, şirketlerin varlığı ve devamlılığı tehlikeye düşmektedir. Kıskançlıklar ve parasal menfaatler aile içindeki ahengi bozmakta, karşılıklı güven duygusunu yok etmektedir.

Bu olumsuzluğu önlemek için, aile şirketlerinde, “Yönetim Kuralları” yazılı belgeler haline getirilmeli ve belirlenen kurallara aynen uyulmalıdır. Ayrıca, aile şirketlerinde güvenli bir “denetim” sistemi muhakkak uygulamaya sokulmalıdır. Halka açık şirketlerin de süratle “şeffaflaşması” sağlanmalıdır.

Bugünün modası küreselleşme ve bilimselleşme olduğu için, bu konular, bütün girişimcilerin gündeminde hedef olarak öne çıkmış bulunuyor.

Ayrıca, Türkiye’nin bir türlü kurtulamadığı ekonomik ve siyasal krizler sebebiyle, iş dünyasının siyasete bakışında da önemli değişiklikler yaşanmaktadır.

Meslek Odalarının ve TÜSİAD, MÜSİAD gibi kuruluşların, sık sık, ekonomik ve sosyal politikalarla ilgili görüşlerini açıklamaları, böylesine çok sesli bir ortamda, işadamlarının, önümüzdeki dönemde, siyasi kadrolar içinde rol almaya hazırlandıklarının işareti gibi geliyor bana.

Olayların tarihi akışına baktığımızda, Cumhuriyetle beraber, Türk işadamının, siyasi partileri etkileyerek kendini güvence altına almaya önem verdiğini görüyoruz. Tek parti döneminde, “mütegallibe” olarak adlandırılan ve bölgelerinin önde gelen tüccar ve çiftçileri, dönemin CHP’sinde, etkin roller üstlenmişlerdi.

1946’dan sonra, Demokrat Parti, işadamlarının ve kırsal kesim ağalarının omuzlarında yükselmiş, Celal Bayar ve Adnan Menderes onların destekleriyle iktidar koltuğuna oturmuşlardı.

1960 ihtilali, işadamlarının politikaya olan heveslerini azaltmış, ancak, iş çevreleri, 1965 yılında, Adalet Partisi ile Süleyman Demirel’in iktidara gelmesinde gene baş rolü oynamışlardı.

1980 yılında askeri yönetimin Turgut Özal’a gösterdiği güven ve onun bu güveni Anavatan iktidarına çevirme becerisi ve şimdi AKP’nin uyguladığı teşvik ve tercihler, Türk işadamlarına yeni ufuklar açmış oldu.

Bugün, iş ve siyaset dünyasındaki tarihi ilişkileri dikkate alarak, önümüzdeki dönemde, işadamlarımızın siyasi partilerde aktif göreve daha yoğun şekilde talip olacaklarını sanıyorum. Yaşanan bunca skandal ve ekonomik krizden sonra, genç kuşak işadamlarının politikaya bakışlarının ve siyaseti etkileme düşüncelerinin önemli oranda geliştiğini görüyorum. Bu gelişmeden, işadamlarının politikayı kendi çıkarları için kullanmamaya özen göstermeleri halinde, memleket için büyük yarar doğacağına inanıyorum.

Kaynak: KobiFinans 21. Sayı

www.kobifinans.com.tr/tr/dergi


SON 1 YORUM (En yenisi en önce gösteriliyor)
akinselcuk 24/09/2009 : 12:28:41
Teşekkür ederiz.


0.81 saniye.
23:41:32, 21 Kasım 2024, Perşembe

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım